Kayıtlar

Eylül, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YENİ ŞİRKET KURALLARI

YENİ ŞİRKET KURALLARI UYULMASI ÖNEMLE RİCA OLUNUR! KIYAFET : Bundan böyle herkesin aldığı maaşa göre giyinmesi önemle rica olunur… Ofise Prada ayakkabılar ve Gucci çantalarla geliyorsanız, maddi durumunuzun yeterince iyi olduğu görüldüğü için maaşınıza zam yapılmayacaktir. Sıradan ve ucuz yerlerden giyiniyorsanız elinizdeki parayı yeterince iyi idare edebildiğiniz görüldüğü için maaşınıza zam yapılmayacaktir. Bazen marka bazen sıradan yerlerden giyiniyorsanız, herhangi bir sorununuz olmadığı görüldüğü için maaşınıza zam yapılmayacaktir. HASTALIK DURUMLARI : Herhangi bir hastalığınız durumunda doktor raporu artık kanıt olarak kabul görmeyecektir Doktora kadar gidebilen, işine de gidebilir. IZIN GÜNLERİ : Her çalışanın senede 104 izin günü vardır.. Bunlara Cumartesi ve Pazar denir. WC KULLANIMI : İş gününün büyük kısmının tuvaletlerde harcandığı tespit edildiğinden, bundan böyle tuvalet kabinlerinde kalma süresi 3 dakikayla sınırlanmıştır.. 3 dakika bittiği anda alarm çalacak, tuvalet ka

Kredi kartını neden kullanıyoruz?

Bağımsız Eğitimciler Sendikası tarafından yapılan araştırma, kredi kartlarının Türk halkının psikolojisini bozduğunu ortaya koydu. Türk halkı, kredi kartını en fazla gıda ürünleri için kullanırken, kart kullanıcılarının neredeyse tamamına yakını kredi kartı ile aylık gelirinden yüksek harcama yapıyor. Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) tarafından yapılan "Kredi Kartı Araştırması", Türk insanının kredi kartından muzdarip olduğunu ortaya koydu. Bin 312 kişi üzerinden yapılan araştırmada araştırmaya katılanların yüzde 37.90'ı alt gelir grubundan, yüzde 50.95'i orta gelir grubundan, yüzde 11.15'i ise üst gelir grubundan seçildi. KREDİ KARTI KULLANMAYI SEVİYORUZ Araştırmaya göre kredi kartı kullanıcılarının yüzde 38.45'i sadece bir kredi kartına sahip iken, yüzde 28.82'si iki kredi kartına, yüzde 19.44'ü ise üç kredi kartına sahip. Kredi kartı kullanıcılarının yüzde 4.78'i ise 5 ve üzerinde kredi kartı kullanıyor. Kredi kartını kendi talebiyle alanlar

Sıkıysa Pazarlama!

Hala pazarlama departmanı olmayan koca koca firmalar gördükçe Türkiye ekonomisi için ciddi ciddi endişeleniyorum. Hele satış departmanlarına pazarlama departmanı diyen firmaları gördükçe hepten hayal kırıklığı yaşıyorum. (Aslında bu duruma sevinmem lazım. Çünkü bizden pazarlama danışmanlığı alması gereken bir sürü firma var demektir.) Bu durumda tekrar bir "pazarlama nedir, ne değildir" yazısı yazmak farz oldu. Pazarlama, satış değildir!!! Pazarlama “albeni” yaratmaktır. Pazarlama müşteriyi ürüne çekmeye çalışır. Pazarlama satıcıların elini güçlendirmeye çalışır. Satışçılar ürünü erkek, pazarlamacılar kız olarak algılar. Satış firmanın anlatma yeteneği, pazarlama anlama yeteneğidir. Pazarlama, sadece pazardan değil zihinlerden de pay kapmaya çalışır. Pazarlama öncelikle fikirsel bir süreçtir. Strateji ve plan gerektirir. Satışa vizyon, hedef ve yön verir. Ürün ve marka bolluğunun yaşandığı günümüzde, üretmek ve satacak nokta bulmak eskisi kadar zor değildir. Zor olan tüket

Marka Yaratmanın 22 Kuralı - Al & Laura Ries

Yayılma Kuralı: Bir markanın gücü yayılma alanı ile ters orantılıdır. Tüketicilerin zihninde güçlü bir marka yaratmak istiyorsanız, markanızı daraltmak zorundasınız, genişletmek değil. Uzun vadede markanızın yayıldığı alanı genişletmek, gücünüzü azaltacak ve imajınızı azaltacaktır. Daralma Kuralı: Bir marka hedefini daraltırsa daha güçlü olur. Perakendecilik alanında pek çok kategori katili aynı beş adımlık yolu izler: Hedefi daralt, azami stok yap, ucuza al, ucuza sat, kategoriye hükmet. Tanıtım Kuralı: Bir markanın doğuşu tanıtımla sağlanır, reklamla değil. Bugün markalar doğuyor, inşa edilmiyor. Tanıtım için en iyi yol ilk olmaktır. Reklam Kuralı: Bir kere doğduktan sonra, sağlıklı yaşayabilmesi için markanın reklama ihtiyacı vardır. Liderler reklamı rekabetçi ataklara karşı markalarını koruma altına alan bir sigorta olarak kabul etmelidir. Kelime Kuralı: Bir marka, tüketicinin zihninde bir kelimeye sahip olmaya çalışmalıdır. (Başka kimsenin sahip olmadığı) Referans Kuralı: Herhangi

Borsa bayramda tatil, 3 Ekim’de açık

İSTANBUL - Borsa Başkanlığı’ndan yapılan duyuruda, 29 Eylül 2008 tarihinin yarım gün, 30 Eylül, 1 Ekim ve 2 Ekim 2008 tarihlerinin ise tam gün resmi tatil olması nedeniyle, hisse senetleri piyasasında, 30 Eylül, 1 Ekim ve 2 Ekim 2008 tarihlerinde işlem yapılmayacağı, 29 Eylül 2008 tarihinde yarım gün, 3 Ekim 2008 tarihinde ise tam gün seans yapılacağı bildirildi. Açıklamada, 25 Eylül 2008 tarihinde gerçekleştirilecek işlemlerin takasının 3 Ekim 2008 tarihinde, 26 Eylül ve 29 Eylül 2008 tarihlerinde gerçekleştirilecek işlemlerin takasının ise 6 Ekim 2008 tarihinde yapılacağı belirtildi. 29 Eylül 2008 tarihinde ikinci seansın yapılmayacağı, gözaltı pazarı seansı işlemlerinin birinci seans içerisinde 11.00 ile 12.00 saatleri arasında gerçekleştirileceği ifade edildi.

Bayram Tebrigi

Resim
Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, sevdiklerinizle beraber mutlu ve sağlıklı yıllar dilerim. Sevgi ve Saygılarımla,

Yeni Ürünler Hizmetler

Cips, çikolata ve sakıza ‘Naz’lanmadan girdi... NAZO markasıyla toz içecek pazarında sadece Türkiye’de değil Afrika ülkelerinde de faaliyet gösteren Nazlı Gıda, şimdi de cips, çikolata, sakız ve kahve sektörüne iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. 2007’de 10 milyon dolar olan cirosunu, bu yıl 14 milyon dolara çıkaracak olan Nazlı Gıda’nın yeni ürünlerle birlikte, 2009’da 35 milyon dolar ciroya imza atacağını belirten Nazlı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Kurt, “Yeni kategoriler için 4 milyon dolarlık yatırım yaptık. 2 milyon dolarlık daha ek yatırım yapacağız” dedi. Söz konusu yeni kategorilerle öncelikli olarak Türkiye pazarını hedeflediklerini dile getiren Kurt, “Portföyümüzde sahlep ve sıcak çikolata da var. Gazlı içecek sektörüne yatırıma sıcak bakıyoruz” diye konuştu. Üretime 1993 yılında başlayan Nazlı Gıda’nın yıllık 600 milyon paket üretim kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük toz içecek üreticilerinden biri olduğunu hatırlatan Kurt, şöyle konuştu: “Dobby markasıyla sakız paz

Açlık sınırı 726 YTL’ye geriledi

Resim
ANKARA - Türk-İş’ten yapılan yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açlık ve yoksulluk verilerinin halkın geçim şartlarını yansıtmadığı ileri sürüldü. TÜİK’in 2008 yılı tahmini değerlere göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 255 YTL ve yoksulluk sınırını 660 YTL olarak açıkladığı hatırlatılan açıklamada, “Açlık sınırını (her öğünde bir simit) anlayışıyla (acından ölmemek) düzeyinde gören bir yaklaşımın gerçekçi ve kabul edilebilir olmadığı açıktır. TÜİK’in verileri temel alınarak, ülkedeki açlık ve yoksulluk apsamındaki nüfusun azaldığını ileri sürmek mümkün değildir” denildi. Türk-İş’in “Açlık Yoksulluk Sınırı Araştırması”na göre, bir önceki ay 729 YTL 83 YKr olan 4 kişilik ailenin açlık sınırı, Eylül ayında 726 YTL 47 YKr olarak hesaplandı. Ankara’da yaşayan 4 kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı, bir önceki aya göre yüzde 0.46 geriledi. Ağustos ayında 2 bin 377 YTL 30 YKr çıkan ailenin zorunlu ihtiyaçlarının asgari düzeyde karşılanabi

10 soruda küresel kriz

Kriz nasıl başladı? ABD’den başlayan küresel krizin temelinde mortgage piyasasına ilişkin sorunlar var. ABD’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı olumsuz etkileyen mortgage sektörü, ilk olarak üç yıl önce sorun yaratmaya başladı. ABD mortgage piyasası, 10 trilyon dolarlık büyüklüğüyle dünyanın en büyük piyasası konumunda bulunuyor. ABD’de, para hacminin yüksek olması nedeniyle, bazı finansal kuruluşlar 5 yıl önce, kredibilitesi zayıf olan kişilere de mortgage kredisi vererek, geri dönüşü riskli bir mali yapıya girdiler. Sadece dar gelirlilerin kullandığı ve subprime olarak adlandırılan ‘yüksek riskli krediler’in boyutu 1.5 trilyon doları buluyor. 5 yıl öncesine kadar ABD’de faizler son derece düşük olduğu için özellikle orta ve alt gelir grubundaki kişiler değişken faizli kredileri kullanmayı tercih ettiler. Ancak, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) son iki yılda faiz oranlarını artırması, konut sektörünü durgunluğa soktu. Konut satış fiyatları ile kira gelirlerinin de piyasa düzeyinin altına inmes

Hangi markanın değeri ne kadar?

Global Marka Danışmanı Interbrand'in yıllık 'Global Marka' araştırmasına göre, Google ilk defa ilk 10 en değerli global marka listesine dahil oldu. Coca Cola birinciliği elden bırakmazken, Microsoft üçüncü sırada yer aldı. Coca-Cola listenin bir numarasındaki yerini 66.667 milyon dolarlık marka değeriyle koruyor. İnternet devi Google yıllık çizelgede 20. sıradan 10. sıraya yükselerek en fazla yükselen marka oldu. Şirketin marka değeri 17.8 milyar dolardan 25.59 milyar dolara fırladı. Apple, Amazon ve Nintendo'da yılın en fazla kazananları arasında. Buna rağmen, finans devleri Merrill Lynch, Morgan Stanley ve Citibank listede dramatik bir şekilde düşüş kaydetmiş. Pazarlama masraflarında kısıntıya gideceğini çok kısa bir süre önce açıklayan içecek devi Coca-Cola ise sekiz yıldan beri sürdürdüğü çizgisini devam ettirerek birinciliğini korudu. IBM, Microsoft'un yerini alarak ikinci sıraya otururken, Microsoft üçüncü sırada yer aldı. Reklamlarda yeşil kimliklerini koruya

Kitap tavsiyelerim...

Soldaki Arayış "Türkiye'nin daha özgür, daha adil bir ülke olması için yıllardır sürdürülen bir mücadelenin son kesitinde yayınlanan bu kitabın adı Soldaki Arayış mı olmalıydı? Hâlâ neyi aramaktaydı sol; neyi bulamamıştı; neden bulamamıştı? (...) Türkiye'nin sol'u, demokrasi ve insan hakları anlayışı ve çoğulculuk alanlarında üzerine düşen görevi hakkıyla başarmıştır. Sol'un neleri neden başaramadığı, 2000'li yılların başındaki darboğaza da, 'arayış'a da ışık tutacaktır. (...) Farklı bir açıdan bakarsak, sol, kendi yapısı bakımından, zaten sürekli ve sonsuz bir arayıştır. (...) Türkiye'mizde sorun, bu arayışın, sol'u geliştirmek için değil, sol'un sol olabilmesi için hala sürmekte olmasıdır, sol'un 'kimlik arayışı' düzeyinden, sol'un 'temel ilkeleri ve doğrultusu' düzeyinde hala sürmesidir. Sorun ve sıkıntı buradadır. (...) Bu kitabın var oluş gerekçesi budur: Soldaki Arayış'a bir katkı getirmek. (...) Sol'un

Yabancı yatırımlar yüzde 39 azaldı.

Resim
Yabancı yatırımda sert düşüş *Özelleştirilecek fazla bir şey kalmadı, küresel ekonomi yavaşladı, bu gelişmelerin etkisiyle doğrudan yatırımlar yüzde 39 düştü Yılın ilk yedi ayında fiili yabancı sermaye girişleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 azalarak 7.6 milyar dolarda kaldı. Küresel ekonomideki yavaşlama ve risklerin yanı sıra, Türkiye’nin özelleştirme portföyünün boşalması ve şirket evlilikleri potansiyelinin büyük oranda kullanılmış olmasının da etkisiyle yabancı sermaye girişleri yılın ilk yedi ayında geçen yılın aynı dönemine göre ciddi düşüş kaydetti. Doğrudan yatırımlardaki bu düşüş, büyümedeki yavaşlama ve cari açıktaki genişleme gibi ekonomi için olumsuz bir gelişme olarak yorumlanıyor. Gayrimenkul alımı arttı Merkez Bankası ödemeler dengesi verilerine göre, ocak-temmuz döneminde çeşitli sektörlere yönelik olarak gerçekleşen fiili yabancı sermaye girişleri geçen yılın eş dönemine göre yüzde 39.3 azalarak 7 milyar 611 milyon dolara geriledi. Bu dönemde 8 milyon dolarl

Beşiktaş'ımızın reklamı...

Ekip çalışması

Resim

İş dünyası büyümeyi tartışıyor

Başta sanayici ve ihracatçılar olmak üzere, iş dünyası, ikinci çeyrek için açıklanan büyüme rakamlarının beklenenden düşük olmasının ve cari açıktaki büyümenin artmasının en önemli nedeni olarak, yüksek faiz ve düşük kur politikasıyla iç siyasi tartışmaları gösterdi. HÜRRİYET Konuya ilişkin soruları yanıtlayan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, büyüme rakamlarının sanayicilerin bir süredir dile getirdiği, ancak ihracatın büyümesinden dolayı önemsenmeyen durumun bir sonucu olduğunu söyledi. Siyasi tartışmalar nedeniyle alınması gereken ekonomik kararların geciktirildiğini, böyle devam ederse bundan sonraki çeyrek neticelerin de farklı olmayacağını savunan Taşkın, şöyle devam etti: “Sanayicimizin, ihracatçımızın sıkıntıları hat safhadadır. Her fırsatta döne döne dile getiriyoruz, ama bugüne kadar ne yazık ki çok çare üretilmedi. Önümüzdeki dönemde aynı, belki daha kötü sonuçları alacağımızı görüyoruz. Türkiye'nin öncelikle siyasi istikrara kavuşması

Özlü fikirler üzerine...

“Arastirmalar, dramatik bir göreselle başlayan reklamların diğerlerine oranla izleyiciyi daha iyi yakaladığını göstermiştir. Eğer bir yangın söndürücü reklamı yapacaksanız, yangınla başlayın.” “Eğer reklamın temelinde BÜYÜK FİKİR yoksa, gece karağınlığındaki bir gemi gibi geçip gider.” “Tüketici moran değildir;karınızdır.Harhangi bir şeyi satın almak için onu sadece bir slogan ve birkaç sıkıcı görselin ikna ettiğini zennetmek, onun zekasını aşağılamaktır. O, verebileceğiniz tüm bilgiyi ister.” “İnsanlar eğlenmedikleri zaman nadiren iyi iş üretebilirler. Kaygıları kahkaha ile yok edin. Çoşkuyu teşfik edin.”

Network Marketing

Bir ürünü ulaşıma, reklama ve bayiliğe para harcamadan nasıl satabilirsiniz? Bunun cevabı çok basit: Ürünü müşteriye sattırırsınız. Üstelik bu ürün bir de piyasaya sunulsa hiç satmayacak ve boşa reklam gibi sektörlere para gidecekse en mantıklı yol budur. Buna “dünyanın ortağı” şirketler, “network marketing” diyor. Network marketing’in ne olduğunu anlatalım. İnternette sıkça geçen bir tanımı var: “Network marketing, doğrudan satışın geliştirilmiş bir türüdür.” Doğrudan satış, yani insanlarla yüz yüze, perakende satış noktası sayılamayacak yerlerde ikna ederek ürünü satmaktır. Network marketing de bunun internet tabanlı olanıdır. Yani; internetten bir ürün alırsınız; böylece şirketin bir elemanı olursunuz. Bundan sonra şirket size sattığınız ürünlerden komisyon vermeye başlar. Şimdi QuestNet adlı şirketin network marketing sistemini inceleyelim: Ürünü birinden alarak onun alt koluna giriyorsunuz. Daha sonra iki kişiye ürünü satarak “üç puan dengesi” denilen dengeyi oluşturup ilk 250$’lı

Mağazalar Marketler Kataloğu 2008

Resim
Soysal Danışmanlık, Mağazalar Marketler Kataloğu’nun 2008 baskısını yayınladı. Bu rapora göre, mağazaya giren müşerinin yüzde kaçı alışveriş ile çıkıyor sorusunun yanıtı (her perakendeciye göre düzenlenmiş) işte şöyle;

GELECEĞIN TOPLUMU VE İNTERNET

Peter F. DRUCKER “Geleceğin Toplumunda Yönetim” adlı kitabında, 1990'lı yıllar ve sonrası için yönetim ilkelerinin değişimini ortaya koyduğu gibi geleceğin toplumunuda anlatmaya çalışıyor. Bu öngörülerinin temelinde de Bilgi Devrimi ve gelecekte bilginin nasıl daha değerli bir araç olacağını açıklıyor. İnternet Yönetim'in kullandığı, kullanması gerektiği en etkin araçlardan biri konumuna geldi. Demoraksi denilince akla ilk gelen nasıl Fransız İhtilali ise Bilgi Devrimi denilince çoğunluğun söylemlerinde de internet var. İnternet bilgi devrimini hızlandırdığı gibi kontrolsüz kullanım sonucu bilgi çöplüğünü de yanında getiriyor. Yöneticileri faaliyetlerinde ve sonuç üretmeye yönelik çalışmalarında desteklemek, onların çalkantılı, tehlikeli, hızlı değişen ekonomik, toplumsal ve teknolojik ortamlar içinde faaliyette bulunmalarına yardımcı olacak kuralları Bilgi Devrimi ve Toplum çerçevesinde açıklamak gerekliliği doğuyor. İnterneti salt kaynak olarak gösterip Toplumu bundan ayrıştı

Ay-yıldızlı Coca Cola tartışma yarattı

İslam dünyasının en sık boykot ettiği firma, müslüman ülkelere Ramazan jesti yaptı ama eleştirilerden kurtulamadı. İslam dünyasında en sık boykot edilen firmaların başında gelen Coca Cola şirketinin Ramazan ayı boyunca içecek kutuları üstüne ay yıldız sembolü yerleştireceğini açıklaması tartışma yarattı. İSLAM DÜNYASINA AY YILDIZLI COCA COLA ABD basınında yer alan bir habere göre, merkezi ABD’nin Atlanta şehrinde bulunan Coca Cola, bir paketleme firmasıyla anlaştı. Hurriyet'in habrine göre, küreselleşen dünyada, İslam dininin gerçek değerlerini yansıtan Ramazan ayını resmen tanıdığını iki yıl önce duyuran şirket, bu yıl da, "ulusların arasında köprü inşa etmek ve diyaloğa katkıda bulunmak" amacıyla böyle bir jest yapma kararı aldığını açıkladı. Türkiye, Fas, Suudi Arabistan, Endonezya ve Pakistan dahil en az 11 Müslüman ülkenin bayrağında yer alan ay ve yıldız İslami bir sembol olarak kabul ediliyor. YAHUDİ VE HRİSTİYAN SEMBOLLERİ KULLANILMIYOR Coca Cola’nın Hıristiyan ve

Gençlerin Rol Modelleri

Ankara Genç İşadamları Derneği’nin Ankara’da çeşitli ilçelerde bulunan 18-30 yaş arası 1694 kişi üzerinde yaptırdığı anket, enteresan sonuçları ortaya koydu. İşte sorular ve cevplar; “Türkiye’de yaşayan bir genç olarak kendinize kimi örnek alıyorsunuz?” %14.4 Anne ve Babamı %12.07 Rahmi Koç %10.34 Acun Ilıcalı %10.20 Polat Alemdar % 8.18 Tayyip Erdoğan % 2.06 Deniz Baykal “Siyasi yelpazede kendinizi nasıl tanımlarsınız?” % 20,21 Milliyetçi-Muhafazakar % 18.11 Laik % 13.12 Muhafazakar-Liberal % 12.74 Sosyal Demokrat % 3.42 İslamcı % 3.25 Liberal % 1.97 Sosyalist % 27.18 Yanıtsız “Türkiye AB’ye girmeli mi?” % 40.11 Evet Girmeli % 43.62 Hayır, Girmemeli % 16.27 Fark Etmez “Yurt Dışında Yaşamak İster Miydiniz?” % 78.14 Evet % 21.86 Hayır