İş dünyası büyümeyi tartışıyor

Başta sanayici ve ihracatçılar olmak üzere, iş dünyası, ikinci çeyrek için açıklanan büyüme rakamlarının beklenenden düşük olmasının ve cari açıktaki büyümenin artmasının en önemli nedeni olarak, yüksek faiz ve düşük kur politikasıyla iç siyasi tartışmaları gösterdi.

HÜRRİYET

Konuya ilişkin soruları yanıtlayan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın, büyüme rakamlarının sanayicilerin bir süredir dile getirdiği, ancak ihracatın büyümesinden dolayı önemsenmeyen durumun bir sonucu olduğunu söyledi.

Siyasi tartışmalar nedeniyle alınması gereken ekonomik kararların geciktirildiğini, böyle devam ederse bundan sonraki çeyrek neticelerin de farklı olmayacağını savunan Taşkın, şöyle devam etti:
“Sanayicimizin, ihracatçımızın sıkıntıları hat safhadadır. Her fırsatta döne döne dile getiriyoruz, ama bugüne kadar ne yazık ki çok çare üretilmedi. Önümüzdeki dönemde aynı, belki daha kötü sonuçları alacağımızı görüyoruz.

Türkiye'nin öncelikle siyasi istikrara kavuşması lazım. Mahkeme kararı bize bir ümit olmuştu. Tartışmalar geride bırakılarak yola devam edileceğini sanıyorduk. Ama böyle olmadı. Bu sefer yeni tartışmalar çıktı. Türkiye iç politika tartışmalarından kendini kurtaramıyor. Bu da ekonomik istikrara yansıyor. Anketler insanların büyük ölçüde ümitsizlik içine girdiğini gösteriyor, ümitsizlik içine giren insan para harcamaz, yatırım yapmaz. Bu yüzden iç pazar hem alış veriş olarak hem de yatırım olarak yavaşlama yaşıyor.

Yıl sonu itibariyle büyüme rakamı beklentisinin sorulması üzerine Taşkın, “4 diyorlardı, '4 olmaz, aman 7'nin altına düşersek çok kötü oluruz' deniyordu, diyorduk. Şu anda 4'e razı duruma geldik” diye konuştu.

Tamer Taşkın, cari açıktaki büyümeye ilişkin olarak da, “Cari açık, insanın bütçesinin açık vermesi gibidir. Finanse edilebildiği müddetçe sorun yok gibi gözükür, ama neticede sizin borcunuzdur. Bir gün gelir o fatura önünüze konur. Rakamlara bakıldığında özelleştirme gelirleri çok düştü, doğrudan yabancı sermaye girişi yok, borsada sıcak para yok. Şu anda Türk firmaların yurt dışından borçlanmasıyla gelen döviz var. Budur dövizi düşüren” diye konuştu.

Taşkın, acil olarak alınması gereken önlemleri ise hükümetin hazırladığı teşvik sisteminin yılbaşına kadar yetiştirilip hayata geçirilmesi ve yatırım odaklı ekonomi politikaların uygulanması şeklinde sıraladı.

“MAKROEKONOMİK ÖNLEMLER ALINMALI”

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, ekonomistlerin, büyüme rakamları yüzde 6-7'den aşağıya düşerse sıkıntı yaşanacağı yorumları yaptığını hatırlatarak, “Yani Türkiye devamlı yüzde 6-7 büyümek zorundadır. Rakamlar doğru söylüyorsa bu büyümeyi yakalamamız zor olacak” dedi.

Yüksek büyüme rakamlarının ancak ihracat odaklı üretim ve istihdam ile yakalanabileceğini ifade eden Türkmenoğlu, “faiz ve Merkez Bankasındaki dolar rezervi kuru etkileyecektir. İthalat ihracat dengesi yani dış ticaret açığı büyüme rakamlarının yükselmesini önlüyor. Dış kaynaklı büyüme, üretimi ve istihdamı artırmadığı için iç piyasa daralıyor” diye konuştu.

Mustafa Türkmenoğlu, cari açığın fazla olmasının, eğer borçluluğa dayanmıyorsa aslında çok fazla problem olmadığını vurgulayarak, “İspanya ile karşılaştırın, sıfır reel faizle üç katımız cari açık var. Hiçbir şey de olmuyor. Ama sıfır reel faizle yapıyor. Bu kadar yüksek reel faizle, devamlı büyüyen cari açıkla gitmenin doğru olmadığı görülüyor. Makroekenomik önlemler alınmalı” dedi.

“CARİ AÇIĞIN ÇÖZÜMÜ NÜKLEER SANTRAL İLE MÜMKÜN”

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Aslan Erdinç ise büyüme rakamlarına ilişkin şu yorumu yaptı:

“Bu şekilde takip edilen makroekonomi, sonunda hüsrana götürür diye 3 yıldır seslendiriyoruz. Yüksek faiz-düşük kur politikası yerli girdiyle çalışan tüm sanayicileri perişan duruma soktu. Belki başlangıçta, 2001 krizinden sonra bu ekonomi doğruydu. Fakat 2004'ten bu yana doların bu kadar düşürülmesi ve liranın değerlenmesi, yerli girdiyle çalışan sanayi üretiminin çok pahalıya mal olmasına, yurt dışında rekabet edememe noktasına getirdi. Sanayiciler kar etmiyor, çökme noktasına geldi. İhracatçı da bundan çok muzdarip. Bu böyle devam etmez. Buna süratle tedbir alınıp bu ekonomik politika düzeltilmezse çok daha kötü durumlar bekliyor bizleri.”

Düşük kur ve değerli liranın cari açığın yükselmesinde önemli neden olduğunu kaydeden Erdinç, “Ama bir önemli nokta da enerji hammaddeleri ithalatı. Bu sene 50 milyar doları buluyor. 30 yıl geç kaldığımız nükleer santral inşaatına bir an önce başlanmalı” dedi.

Aslan Erdinç, bugün karar verilse bir nükleer santralin 5 yıl sonra üretime başlayacağını, süratle bir değil, birkaç tane nükleer santralin yapımına başlanması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Türkiye'nin en büyük problemi enerji. 'Kalkınacağız' diyoruz, 'Sanayi yatırımları' diyoruz. Bunlar için enerji gerekli. Halbuki bizim önümüzdeki yıla yetecek dahi enerjimiz yok. Büyük sıkıntılar başlayacak. Petrol bugün 100, yarın 200 lira derken, doğal gazı dış ülkeler vermeyeceğim dediği anda vücudumuz değil saçlarımız üşümeye başlarken nereye kadar gidebiliriz? Ülkemizin, ekonomimizin bekası için kesin olarak nükleer santraller yapmamız lazım.”

“RAKAMLAR DURGUNLUĞA İŞARET”

İzmir Ticaret Borsası (İZTB) Başkanı Aydın Kesen ise büyüme rakamlarının oldukça düşük çıktığını belirterek, “Bu rakam bir durgunluğa işaret olarak görünüyor. Yıl sonunda hedeflenen büyüme rakamlarına ulaşılabileceğini sanmıyorum. En önemli nedeni kur baskısı. İhracatta yaşanan problemler ortada. Tekstil, deri, beyaz eşya ve otomotiv sektörleri başta olmak üzere bir durgunluk yaşanıyor. Bütün bunlar etken. Esnafın, sanayicinin bir durgunluk yaşadığı ortama girdik” diye konuştu.

Durgunluğu aşmanın en önemli koşulunu, kur baskısının ortadan kaldırılması olarak gösteren Kesen, şunları söyledi:
“Cari açık çok büyük bir sorun. Şimdiye kadar yurt dışından gelen dövizle kapatıldı, örtüldü. Ama bunun örtülecek tarafı kalmadı. Cari açığın yıl sonu itibariyle 56 milyar dolar civarlarına ulaşacağı ifade ediliyor. TL'nin aşırı değerli oluşu bu ortamı ortaya çıkarıyor. Cari açık devamlı yüksek gidiyor. Bir noktada bir tıkanma ortaya çıkacak, çünkü böyle devam etmesi mümkün değil.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Biz hiç beceremedik Sevmeyi de Terketmeyi de”

Özgürlük mü Mutluluk mu ?