İş Hayatı İşler Hayatı...

Hayatımızdaki en önemli şeylerden biri de kuşkusuz iş hayatımız..Öyle olmasa; özel günlerimizi, sevdiklerimizi hatta çok zorlandığımızda sağlığımızı bile feda eder miydik? Ne uğruna nelerden vazgeçiyoruz. Hayatımızı kazanmak adına hayatımızı yaşamaktan, sevdiğimiz şeyleri yapabilmek adına sevdiğimiz şeylerle ilgilenecek zamanımızdan, sevdiğimiz insanlara ayıracak anlarımızdan, kendimiz için yine kendimizden vazgeçiyoruz. Her seçim bir ceza!.... Oysa uğruna vazgeçtiğimiz andadır hayatımız, uğruna vazgeçtiğimiz yerdedir kalp atışımız, uğruna vazgeçtiğimiz insanda kalır aklımız, vazgeçemediklerimizdir hayatımız.

Ne yazık ki çalışmak zorundayız. Kimimiz için işlerimiz kaçışlarımız, kimimiz için hayallerimize karşı duran duvarlarımız, kimimiz için sığınağımız, kimimize göre dayanağımız, kimimiz şevkle kimimiz ise erken emeklilik ümidi ile devam ediyoruz . Oysa geçip gidiyor ,ardına bile bakmıyor hayat.Hep kaçırdığımız yerde yetişiriz sandığımız ve bir daha geri gelmeyecek her şey, olanca yaşanmamışlığıyla alıp başını gidiyor ulaşılamayacak bir yere.

Ben, yeni anladım da iş hayatının amaç değil araç olması gerektiğini, yaşama biçimi değil de yaşamanın içinde mecburi ama asgari bir bölüm olması gerektiğini.

Biz şimdi bir azınlığız.Çalıştık yıllarca, kendimizi adadık işlerimize, sevdiklerimizin zamanlarından, kahkaha atacak anlarımızdan, çalıp söyleyecek tempo tutturacak meyhanelerden, güzelim filmlerden, bazen bebeğimizin ilk yürüyüşünden, bazen sevgilimizin sürprizinden ve kimbilir daha nelerden çalıp çalıştık ..Ailemizden çalıp eve geç gittik, aklımıza işlerimizi takıp gitsek de muhabbet etmedik, uykusuz kaldık ne oldu sonunda..Ve yanımızda bunca hırsızlığımıza rağmen; ailemiz, dostlarımız, sevenlerimiz. Hani ardı sıra dağ bayır dolaştığımız yöneticiler patronlar, hani her detayını bildiğimiz işimiz, hani vefa, hani saygı..

Bırakalım biz, bunlar dünya işleri dostlar…Maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisinde barınmak ve doymak ilk sırada..Bunu karşılasak yeter bu kadar hırs nereye…

Hem çalışıp hem yaşanmıyor hem hırslı hem mutlu olunmuyor; daha küçük ama daha gerçek hayaller kuralım işleri araç hayatı keyfiyle yaşamayı amaç edinip hayatımıza daha çok sevgi daha çok mutluluk, daha fazla güzellik katalım.

Boşverelim gitsin hakkımızı yiyenleri, biz de çok var biraz da onlar yesinler diyelim..Boşverelim arkamızdan kuyumuzu kazanları unutup nasıl olsa onlar da bir gün düşecekler.. Boşverelim harcadığımız emeğe üzülmeyi bir gün boşa gitmediğini göreceğiz elbet..Yaşamak güzel dostlar hele ki bahar gelmişken. Kaybedeceklerimiz azaldıkça korkularımız da azalır nasıl olsa..İş hayatında bizi üzenleri yollayalım duygularımızın cehenneminin dibi boyutuna ve biz tadını çıkaralım onları sokmadığımız hayatımızın cennet boyutunda..

Sevgiyle kalın..
İşiniz olsun ama gücünüz de olsun..Gücünüz sevgi olsun…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Biz hiç beceremedik Sevmeyi de Terketmeyi de”

Özgürlük mü Mutluluk mu ?