Google'ın Sağlık Vizyonu

Google, yaklaşık bir buçuk yıldan beri sürdürdüğü arama ve çalışmaların neticesinde internet kullanıcılarına kişisel sağlık kayıtlarını webde takip edebilecekleri bir uygulama sunmaya başladı.
Arama devi Google yeni bir projeyle daha internete öncü olmaya hazırlanıyor. Google, yaklaşık bir buçuk yıldan beri sürdürdüğü arama ve çalışmaların neticesinde internet kullanıcılarına kişisel sağlık kayıtlarını webde takip edebilecekleri bir uygulama sunmaya başladı.Google Health (Google Sağlık) olarak adlandırılan uygulama ile sıklıkla aranan kişisel tıbbi kayıtların daha düzenli bir şekilde tutulması, tasnifi sağlanıyor. Kişiler, sahip olacakları bir hesap üzerinden kendi sağlık düzenlemelerini istedikleri şekilde organize edebilecekler. Yaklaşık iki aylık bir denemenin ardından Cleveland Klinik hastalarının uygulamayı kullanma konusunda bir hayli istekli oldukları görüldü. Yaklaşık 1600 hastayı kapsayan pilot uygulamanın duyulmasının ardından pek çok kişi üye olmak için adeta birbirleriyle yarıştı. Uygulama ile hastalara klinik envanterindeki bilgileri Google Health'e transfer etme ve ya daha önceki sağlamış oldukları bilgleri tamamen silme hakkının verildiği bildirildi. Sistem sayesinde klinikte tedavi gören hastaların, başka doktorlarca kendilerine verilen ilaçlarla ilgili soruları klinikteki doktorlarına daha kolaylıkla danışabilme imkanının doğduğuna işaret eden yetkililer, yeni sistemle hastalarla doktorlar arasında daha sağlıklı bir illetişimin kurulduğuna dikkati çekiyorlar. Hastaların, Google'ın, bir internet şirketi olması dolayısıyla güvenlik konusunda her hangi bir şüpheli yaklaşımda bulunmadıkları belirtilirken, bunda kullanıcıların paylaşılan bilgilerin belirlenmesinde doğrudan kontrole sahip olmalarının büyük payının bulunduğu açıklandı.Google'ın girişimi, aralarında Walgreens, CVS, American Heart Association ve Cleveland Klinik gibi sayısı yirminin üzerindeki büyük şirket ve kurum tarafından destekleniyor. Cleveland Klinik'in, Microsoft ile de dirsek temasını sürdürdüğü biliniyor. Klinikten yapılan açıklamada, benzer online hizmetlerin pratik ve yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte bütün büyük bilişim şirketlerinin uygulamalarıyla uyum sağlamasının taşıdığı öneme dikkat çekildi. Böylelikle büyük bir girişime daha öncülük eden Google, küresel ölçekte binlerce yeni çözüm ortağı ile milyonlarca kullanıcıya ulaşmayı amaçlıyor.
(turk.internet)

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Biz hiç beceremedik Sevmeyi de Terketmeyi de”

Bayıldım bu şarkıya tek kelimeyle.. Öyle çok sevdim ki bağıra bağıra eşlik ediyorum.. Bıkana kadar da dinleyeceğim muhtemelen ama sözler falan içine müthiş çekti beni Sözlerini de eklemek istiyorum ki bir de siz bakın: Ah ne zormuş bitsin demek Hala severken seni Dudaklarını öpmemek Bir yabancı gibi Bilirsin ayrılık konusunda İyi değiliz ikimiz de Bir kıvılcım yeterdi her zaman Koşup geri dönmemize Değmesin ellerimiz Buluşmasın bu gözler Yine erir gideriz Unutulur yeminler Biz hiç beceremedik Sevmeyi de terk etmeyi de Aşk kokan dudakların Karşısında direnmeyi de Biz hiç beceremedik Sevmeyi de terk etmeyi de Aşk dolu mısraların Karşısında direnmeyi de İşte bir kez daha Durup karşında Belki de son defa Soruyorum sana Bitti mi hikayemiz? Bu ne biçim son böyle? Değmez miydi sevgimiz Savaşıp direnmeye? Biz hiç beceremedik Sevmeyi de terk etmeyi de Kendimize sahip çıkıp Dünyayla yüzleşmeyi de Biz hiç beceremedik Sevmeyi de terk etmeyi de Koktuğumuz o gözlerin Karşısında direnmeyi de Bitmesin
Devamı

Özgürlük mü Mutluluk mu ?

Dün arkadaşımla tartıştığımız konu üzerinde birkaç birşey karalayasım geldi yine. Kendimde ve etrafımdaki diğer “genç” insanlarda gördüğüm en büyük yanılgılardan bir tanesi de özgürlük ve mutluluk kavramlarının karıştırılması. İnsanlar özgür olacaklarını düşündükleri kişiler ile veya o yerler ve konumlarda mutlu olacaklarını da düşünüyorlar. Ama işin aslına bakınca özgürlük, her daim genişletilebilir ve gayet göreceli bir durum. Mesela, maaşlı, bordrolu, plaza ortamında, sabah 8 akşam 6 modunda çalışan insanlar için “home office” ve “open office” ortamlı çalışanlar, sürekli yurtdışı gezilerinde bulunanlar, müşterilerden devamlı organizasyon davetiyeleri alanlar, vs. vs. süper özgür çalışanlar olarak görülebiliyor. Ya da insanlar kendi işlerini yaptıkları zaman patron için çalışmaktan çok daha rahat ve özgür olabileceklerini düşünüyorlar. Aslında iş, özgürlükten çok mutlu olmaya bakıyor gibime geliyor. Sonuçta, kendi işini yapmanın sana mutluluk vereceğine inanıyorsan herşey tamam; ama
Devamı