Emniyet Kemeri...

Yurdum insanı her işi Allah'a havale edip, kendisine bahşedilmiş beyni kullanmamaya kararlı bir tutum izliyor. Bu hafta Ankara'da taksiye binmem icap etti. Annem rahat etsin diye onu arkaya oturtup, öne geçtim ve otomatik olarak emniyet kemerine elimi attım. Taksici kolunu dayamak için devasa büyüklükte metal kapaklı yanar döner bir kolluk taktırdığı için emniyet kemerinin kilit mekanizmasını söktürtmüş. İyi mi? Güya emniyet kemeri takmak bir zorunluluk. Bulabilirsen takarsın... Zaten arka koltuktakileri de bir şekilde ya koltuğun ya da koltuk kılıfının altına tıkıştırdıkları için kullanma imkanı olmuyor.1974 yılında ilk arabamızı aldığımızda rahmetli babam, Almanya'dan emniyet kemeri getirtip, arabaya taktırtmıştı. O zamanlar Türkiye'de ön koltukta dahi emniyet kemeri bir yasal zorunluluk değildi. 7 yaşımdan beri emniyet kemeri taktığım için, onu takmak bende bir reflekstir. Takmamam sözkonusu bile değil. Bugün 20 dakikalık taksi yolculuğu boyunca emniyet kemerim olmadığı için gerildim kaldım.Binlerce lira verip araba alanların çocukları için emniyetli çocuk koltukları almamalarına, kendi emniyetlerini düşünüp, kemer takmamalrına öyle şaşırıyorum ki... Bu nasıl bir zihniyettir? Yaşamımız bu kadar ucuz ve kolayca feda edilebilir bir şey midir? Kurallara uymamak bir hastalık mıdır? Herşeyi Allah'tan beklemek nasıl bir mantıktır? Evet hepimiz kaderimizi yaşayacağız ama önce eşeğimizi sağlam kazığa bağlasak nasıl olur? Bütün tedbirleri alsak ama başımıza birşey geldiğinde o zaman kader desek, yazgımız buymuş desek?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Biz hiç beceremedik Sevmeyi de Terketmeyi de”

Özgürlük mü Mutluluk mu ?