GAB ve SES projeleri araştırma sektörüne katkı sağladı

Pazarlama ve Kamuoyu Araştırmacıları Derneği Genel Koordinatörü Jale Elhadef projeler ile pazarlama araştırmaları sektöründe haksız rekabeti önlemek istediklerini söyledi.Pazarlama araştırması alanında iki büyük projeye imza attıklarını söyleyen Pazarlama ve Kamuoyu Araştırmacıları Derneği Genel Koordinatörü Jale Elhadef, "GAB (Güvenilir Araştırma Belgesi) ve SES ( Sosyo Ekonomik Statü) projeleri ile araştırma sektörüne önemli bir katkı sağladık. Bu projeler ile sektördeki haksız rekabetin önüne geçmeyi amaçlıyoruz." dedi. 1988 yılından bu yana faaliyet gösteren Kamuoyu Araştırmacıları Derneği’nin Türkiye’de pazarlama araştırmaları konusunda çalışanları bir araya toplamayı amaçladıklarını ifade eden Elhadef, araştırma sektörü ve kamu kesiminde kullanılmak üzere ekonomik ve sosyal konulardaki araştırma çalışmalarını arttırmayı hedeflediklerini söyledi. Derneğin çalışma prensiplerinden de bahseden Jale Elhadef, "Dernek yönetimleri iki sene süre ile göreve geldikleri zaman sektörün eksiklerini tespit ederek çalışmalara başlıyor. Sistemli bir şekilde sorunlar belirleniyor, ihtiyaç ve beklentilerin giderilmesine yönelik projeler oluşturuluyor. Yönetim Kurulu üyelerinin liderlik ettiği ilgili komiteler oluşturuluyor ve çalışmalar başlıyor."dedi. Pazarlama araştırmasının çeşitli standartlara göre yapılması için çalıştıklarını belirten Jale Elhadef, GAB (Güvenilir Araştırma Belgesi) projesi ile hedeflerine ulaştıklarını açıkladı. Söz konusu belgenin Güvenilir Araştırma Standartlarına uyan firmalara verildiğini kaydeden Jale Elhadef, standartları, güvenilir araştırma markasını taşımak isteyen ve bunun gerektirdiği koşulları kabul eden araştırma şirketlerinin uygulamak durumunda oldukları çalışma standartları olarak tanımladı. Elhadef, söz konusu standartlara uyan firmaların belgeyi almaya hak kazandıklarını belirtti. Araştırma şirketi kurmak için herhangi bir yetkinlik veya yeterlilik belgesi gerekmediğini vurgulayan Jale Elhadef, haksız rekabet yapan şirketlerin de önüne geçmek gerektiğini ifade etti. Elhadef, "Özellikle siyasi seçim dönemlerinde kamuoyunda araştırmacılara ve araştırma sektörüne karşı güvensizlik oluşuyor. Bu nedenle, ulusal ve uluslararası standartlara ve etik kurallara uygun çalıştığını deklare eden araştırma şirket yetkilileri bunu Güvenilir Araştırma Standartları denetiminden geçerek belgeleyebiliyor. Soyut ifadeler yerini somut belgelere bırakıyor."şeklinde konuştu.
Pazarlama ve Kamuoyu Araştırmacıları Derneği Genel Koordinatörü Jale Elhadef, araştırma şirketleri ve üretilen verinin kullanıcıları arasındaki iletişimde yaşanan sorunu SES ( Sosyo Ekonomik Statü) projesi ile çözdüklerinin altını çizdi. Geliştirdikleri standart bir SES ölçeği ile araştırma şirketleri ve araştırma kullanıcılarına kolaylık sağladıklarını belirtti.
Dernek olarak araştırma sektörünün gelişimine yönelik eğitimler düzenlediklerine dikkat çeken Jale Elhadef, "Eğitimler sayesinde araştırmacılık mesleği a’dan z’ye katılımcılara aktarılıyor. Başlangıç, pekiştirme ve uzmanlık aşamalarının kapsadığı eğitimlere gerek araştırmacı gerekse araştırma kullanıcısı pek çok birey katılıyor. Paket alımları ile kurumlar farklı avantajlar elde edebiliyor."dedi.
Genel Koordinatör Jale Elhadef, araştırma sektöründe her geçen yıl artan bir büyüme kaydedildiğini bildirdi. Elhadef, "Sektörümüz 2004 yılında bir önceki yıla göre yüzde 22 büyüyerek toplamda 59.7 milyon dolara ulaştı. 2005 yılı Mart ayında ise yapılan sektör büyüklüğü toplantısında bu rakam yüzde 30 artış göstererek 78 milyon dolar seviyesine ulaştı."şeklinde konuştu.
Kaynak : anadolubasinmerkezi.com

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Biz hiç beceremedik Sevmeyi de Terketmeyi de”

Bayıldım bu şarkıya tek kelimeyle.. Öyle çok sevdim ki bağıra bağıra eşlik ediyorum.. Bıkana kadar da dinleyeceğim muhtemelen ama sözler falan içine müthiş çekti beni Sözlerini de eklemek istiyorum ki bir de siz bakın: Ah ne zormuş bitsin demek Hala severken seni Dudaklarını öpmemek Bir yabancı gibi Bilirsin ayrılık konusunda İyi değiliz ikimiz de Bir kıvılcım yeterdi her zaman Koşup geri dönmemize Değmesin ellerimiz Buluşmasın bu gözler Yine erir gideriz Unutulur yeminler Biz hiç beceremedik Sevmeyi de terk etmeyi de Aşk kokan dudakların Karşısında direnmeyi de Biz hiç beceremedik Sevmeyi de terk etmeyi de Aşk dolu mısraların Karşısında direnmeyi de İşte bir kez daha Durup karşında Belki de son defa Soruyorum sana Bitti mi hikayemiz? Bu ne biçim son böyle? Değmez miydi sevgimiz Savaşıp direnmeye? Biz hiç beceremedik Sevmeyi de terk etmeyi de Kendimize sahip çıkıp Dünyayla yüzleşmeyi de Biz hiç beceremedik Sevmeyi de terk etmeyi de Koktuğumuz o gözlerin Karşısında direnmeyi de Bitmesin
Devamı

Özgürlük mü Mutluluk mu ?

Dün arkadaşımla tartıştığımız konu üzerinde birkaç birşey karalayasım geldi yine. Kendimde ve etrafımdaki diğer “genç” insanlarda gördüğüm en büyük yanılgılardan bir tanesi de özgürlük ve mutluluk kavramlarının karıştırılması. İnsanlar özgür olacaklarını düşündükleri kişiler ile veya o yerler ve konumlarda mutlu olacaklarını da düşünüyorlar. Ama işin aslına bakınca özgürlük, her daim genişletilebilir ve gayet göreceli bir durum. Mesela, maaşlı, bordrolu, plaza ortamında, sabah 8 akşam 6 modunda çalışan insanlar için “home office” ve “open office” ortamlı çalışanlar, sürekli yurtdışı gezilerinde bulunanlar, müşterilerden devamlı organizasyon davetiyeleri alanlar, vs. vs. süper özgür çalışanlar olarak görülebiliyor. Ya da insanlar kendi işlerini yaptıkları zaman patron için çalışmaktan çok daha rahat ve özgür olabileceklerini düşünüyorlar. Aslında iş, özgürlükten çok mutlu olmaya bakıyor gibime geliyor. Sonuçta, kendi işini yapmanın sana mutluluk vereceğine inanıyorsan herşey tamam; ama
Devamı