Araştırma konusunda neredeyiz
Avrupa Birliği'nin (AB) geçen ay hazırladığı Bilim, Teknoloji ve Yenilikler (Key Figures 2007 on Science, Technology and Innovation) raporundaki ilgi çekici bazı veriler şöyle:
Türkiye'deki araştırma ve geliştirme çalışmalarının yüzde 57'si devlet tarafından yapılıyor. Özel sektörün bu konudaki payı sadece yüzde 37.9. Oysa, gelişmiş ülkelerde, özel sektörün payı yüzde 80.4'e kadar çıkıyor. Üstelik, AB üyelerinden, sadece Bulgaristan, Malta, Romanya, Slovakya ve Türkiye'de özel sektörün araştırmaya ayırdığı yatırımlar gittikçe düşüyor. Kısacası, özel sektörün daha çok araştırma yapmasını teşvik etmeliyiz.
Türkiye'de yüksek teknoloji gerektiren konularda yapılan araştırmalar, toplam araştırmaların sadece yüzde 29.4'ü mertebesinde. Bu oran, AB'de ortalama yüzde 46.7'e ve gelişmiş ülkelerde yüzde 70.3'e kadar ulaşıyor. Kısacası, sadece araştırma yapılması değil, araştırmaların yüksek teknoloji gerektiren konularda yapılmasını da teşvik etmeliyiz.Eğitim bütçesi artmalı
Türkiye'de özel sektörün yaptığı araştırma ve geliştirme harcamaları içinde sadece yüzde 8'i yabancı kuruluşlar tarafından yapılmış. Üstelik, bu oran gittikçe düşüyor. Oysa, diğer AB ülkelerinde bu oran, yüzde 70'lere ulaşıyor ve artarak sürüyor. Kısacası, yabancı kuruluşların ülkemizde araştırma ve geliştirme çalışması yapmaları da teşvik edilmelidir.
Türkiye, gayri safi milli hasılasının sadece yüzde 3.74'ünü eğitim için harcıyor. Bu konuda, AB ortalaması yüzde 5.17. Kısacası, bütçede eğitime ayırdığımız parayı artırmamız gerekiyor.
Türkiye'de okuyan yabancı öğrencilerin sayısı çok düşük ve toplamın yüzde 0.8'i oranında. Bu oran, AB ortalaması olarak yüzde 7.8. Bazı ülkelerde, yüzde 32'ye kadar çıkıyor. Kısacası, yabancı öğrencileri çekecek uygulamalar geliştirmek durumundayız.
Dünyada, bilimsel yayınların sadece yüzde 1.34'ü Türkiye'de yapılıyor. Bu oran, İngiltere'de yüzde 8.83, Almanya'da yüzde 8.13 ve Fransa'da yüzde 5.75. AB ülkeleri dünyadaki toplam yayının yüzde 38.08'ini gerçekleştiriyor. Bu konuda, AB'nin küçük ülkelerinin önündeyiz. Ancak, olması gerekenin çok gerisindeyiz. Araştırmalar arttıkça, bu konuda da gelişim sağlanır.Patentte gerilerdeyiz
Kişi başına patent başvuruları bakımından, Romanya dışında AB üyeleri arasında en geri noktada bulunuyoruz. Yani, yenilikler bizi fazla ilgilendirmiyor. Hazır yiyor ve yeni mal üretimiyle ilgilenmiyoruz. Bizde her bir milyon kişiden sadece 3'ü patent başvurusunda bulunuyor. Bu sayı, İsviçre'de 426, Almanya'da 312 ve AB ortalaması da 126. Kısacası, bu konuda ciddi atılımlar gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Yüksek teknoloji ürünlerinin dünyadaki ihracatının yüzde 31.93'ü AB tarafından sağlanıyor. Bu oran içinde, bizim payımız sadece yüzde 0.06. Yani, komik durumdayız. İhracatımızın sadece yüzde 2'si yüksek teknoloji ürünlerinden oluşuyor. Kısacası, ihracatımızı artırırken, ne ihraç edebildiğimizi de irdelemeliyiz.Bu sorunlarla ilgilenebilecek bir hükümet seçebilecek miyiz, dersiniz?
http://www.milliyet.com.tr/2007/07/10/yazar/toruner.html
Türkiye'deki araştırma ve geliştirme çalışmalarının yüzde 57'si devlet tarafından yapılıyor. Özel sektörün bu konudaki payı sadece yüzde 37.9. Oysa, gelişmiş ülkelerde, özel sektörün payı yüzde 80.4'e kadar çıkıyor. Üstelik, AB üyelerinden, sadece Bulgaristan, Malta, Romanya, Slovakya ve Türkiye'de özel sektörün araştırmaya ayırdığı yatırımlar gittikçe düşüyor. Kısacası, özel sektörün daha çok araştırma yapmasını teşvik etmeliyiz.
Türkiye'de yüksek teknoloji gerektiren konularda yapılan araştırmalar, toplam araştırmaların sadece yüzde 29.4'ü mertebesinde. Bu oran, AB'de ortalama yüzde 46.7'e ve gelişmiş ülkelerde yüzde 70.3'e kadar ulaşıyor. Kısacası, sadece araştırma yapılması değil, araştırmaların yüksek teknoloji gerektiren konularda yapılmasını da teşvik etmeliyiz.Eğitim bütçesi artmalı
Türkiye'de özel sektörün yaptığı araştırma ve geliştirme harcamaları içinde sadece yüzde 8'i yabancı kuruluşlar tarafından yapılmış. Üstelik, bu oran gittikçe düşüyor. Oysa, diğer AB ülkelerinde bu oran, yüzde 70'lere ulaşıyor ve artarak sürüyor. Kısacası, yabancı kuruluşların ülkemizde araştırma ve geliştirme çalışması yapmaları da teşvik edilmelidir.
Türkiye, gayri safi milli hasılasının sadece yüzde 3.74'ünü eğitim için harcıyor. Bu konuda, AB ortalaması yüzde 5.17. Kısacası, bütçede eğitime ayırdığımız parayı artırmamız gerekiyor.
Türkiye'de okuyan yabancı öğrencilerin sayısı çok düşük ve toplamın yüzde 0.8'i oranında. Bu oran, AB ortalaması olarak yüzde 7.8. Bazı ülkelerde, yüzde 32'ye kadar çıkıyor. Kısacası, yabancı öğrencileri çekecek uygulamalar geliştirmek durumundayız.
Dünyada, bilimsel yayınların sadece yüzde 1.34'ü Türkiye'de yapılıyor. Bu oran, İngiltere'de yüzde 8.83, Almanya'da yüzde 8.13 ve Fransa'da yüzde 5.75. AB ülkeleri dünyadaki toplam yayının yüzde 38.08'ini gerçekleştiriyor. Bu konuda, AB'nin küçük ülkelerinin önündeyiz. Ancak, olması gerekenin çok gerisindeyiz. Araştırmalar arttıkça, bu konuda da gelişim sağlanır.Patentte gerilerdeyiz
Kişi başına patent başvuruları bakımından, Romanya dışında AB üyeleri arasında en geri noktada bulunuyoruz. Yani, yenilikler bizi fazla ilgilendirmiyor. Hazır yiyor ve yeni mal üretimiyle ilgilenmiyoruz. Bizde her bir milyon kişiden sadece 3'ü patent başvurusunda bulunuyor. Bu sayı, İsviçre'de 426, Almanya'da 312 ve AB ortalaması da 126. Kısacası, bu konuda ciddi atılımlar gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Yüksek teknoloji ürünlerinin dünyadaki ihracatının yüzde 31.93'ü AB tarafından sağlanıyor. Bu oran içinde, bizim payımız sadece yüzde 0.06. Yani, komik durumdayız. İhracatımızın sadece yüzde 2'si yüksek teknoloji ürünlerinden oluşuyor. Kısacası, ihracatımızı artırırken, ne ihraç edebildiğimizi de irdelemeliyiz.Bu sorunlarla ilgilenebilecek bir hükümet seçebilecek miyiz, dersiniz?
http://www.milliyet.com.tr/2007/07/10/yazar/toruner.html
Yorumlar