Sıkıntı.. Bırak peşimi!

İletiler toplamı gibi değil mi hayatımız (?)
Güzel bir gün geçiriyorsak kimse engel olamaz bunu facebook, twitter, messenger gibi mekanlarda paylaşmamıza.. Paylaşma isteği duyarız çünkü içimizde kocaman, durdurulamaz bir biçimde..
Çok gizli bişeyse hemen örteriz üstünü.. Sadece anlaması gerekene bir mesajdır bu o zaman.. Bazen ulaşır yerine bazen de takılır engellere..
Bişey iletmek istediğimizden değil de sadece beğendiğimiz bir söz olduğunda da aynı mekanları kullanırız.. İşte o zaman devreler karışır biraz..
Üzerine alınır bazıları deli olurum..

Niye böyle başladım ki bu yazıya? Devam edemeyeceğim sanırım bu şekilde.. Resmi oldu sanki biraz..
Hayatımda olan bitenden bahsedeyim ufacık.. Umrunuzda değil biliyorum sadece ben paylaşmak istiyorum..
Yoruluyorum bugünlerde biraz.. Bedenen değil ama.. Duygularım, düşüncelerim yoruyor beni en çok.. Bazen hiç hakim olamıyorum kendime.. Sinirime, dilime,kalbime,ruhuma.. Sürekli bir duygusallık hali mevcut üzerimde.. Nefret ediyorum kendimden böyleyken.. Ve biliyorum hep böyle olsam başkaları da nefret eder benden..
Ama olur ya her insanın hayatında böyle dönemler.. Her şey üstüste geliyor diye sitem ederiz hemen.. Deprem üzerine sel sonra da tsunami gibi değil tabi.. Daha küçük çaplı hatta minicik bazen.. Ama nasıl da büyütürüz gözümüzde..
Böyle bir dönemden geçiyorum sanırım ben de.. Küçük sorunlarsa da büyütme hakkımı kullanıyorum sonuna dek.. Bir şeye kafamı bir takıyorum gün boyu atamıyorum.. “Bak diyorum Anatoli pişman olacaksın yapma bi sakin ol bişey yok” ama yok kendimi bile dinlemiyor yapıyorum ve inanmazsınız pişman oluyorum..
Tabi iş işten geçmiş oluyor.. Köprüleri yıkıp attığım için karşıya da geçemiyorum toparlayamıyorum hooop çöpe gidiyor onca emek..

Uyuyamıyorum bir de.. Dönüp duruyorum yatakta.. Önce çok uyuduğumdan değil elbette ama iki saat de olsa adam gibi uyurdum şimdi o da yok.. Bölük pörçük iki üç saati ancak tamamlıyorum.. Yatıyorum 3 kalkıyorum buçuk “anaa ne çok uyumuşsun aferin la” diyorum yine yatıyorum kalkıyorum 5 “vaay” diyorum hop yine yatıyorum Hep kendi kendime konuşuyormuşum gibi göründüğünün farkındayım.. Ama uyandığımda sanki hiç uyumamış gibi dinç oluyorum o yüzden kendimle bol bol dalga geçebiliyorum bazen uyanmaktan bıkıp müzik açıp dinlediğim bile oluyor..

Müzikler benim ilacım gibi.. Zaten pek ilaç kullandığım söylenemez (yada söyleyebilirmiyiz ) hastalıktan ölene kadar doktora gitmem genelde.. Biri kolumdan tutup sürükleyecek falan ancak öyle..
Üzgün olsam da, düşünceler beynimi yiyip bitiriyor olsa da müzik dinlerken hepsini unutabiliyorum.. Sürekli değil tabi ama müzik süresince bildiğin gülüyorum eğleniyorum kaptırıyorum işte kısaca.. Çok iyi geliyor..
Müzik olmasaydı off düşünemiyorum bile öyle bir dünya.. Çok kötü olurdu ya.. Bir kere eminim ki bir çok insan delirirdi.. Psikolojileri her bozulduğunda müzik dinleyip teselli bulan biraz olsun tedavi olan bir dolu insan var (vardır yani kesin, araştırmış falan değilim tabi yalan olmasın olduğuna inanıyorum diyelim)

İnsanlar komik biraz.. Sakince binlerce hata yapıp bir özürle affedilmeyi bekliyorlar.. Ve ben de biraz aptalım sanırım.. Her seferinde affediyorum.. Bu defa alışıyorlar tabi.. Bir sonrakinde birikmiş kırgınlıklarla daha sönük bir af veriyorum ellerine.. Bazen hiç anlamıyorlar.. Ta ki onları umursamayı bırakana kadar..
Birini daha umursamayacağım yakında.. Ya da belki sağlam bir özür gelecek yine affedeceğim.. Ama bazen bunu beklerken sitemler duyuyorum suçlamalar bir de.. Gülüyorum sessizce.. Ne diyebilirim ki..
Yaşlandım artık.. Bacaklarım tutmaz bastonla da yetişemem zaten ahaha
Amaan yeter bu kadar dram.. Ben bile sıkıldım kendimden..

ben deli değilim!

Deli değilim ben!
Hoş buna ben bile inanmam la.. Şu yazının başlangıcına bir de -dayanıp sonuna kadar okuyanlar için- şimdi geldiği yere bakan emin olur zaten..
Haydi kalın sağlıcakla.. (Turist ömer selamı çakan surat)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Biz hiç beceremedik Sevmeyi de Terketmeyi de”

Özgürlük mü Mutluluk mu ?