Kayıtlar

Kasım, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Paçavra Şehir

Paçavra bir şehrin, insana muhtaç sokaklarında laf olsun diye dolaşıyorum. Sağımda ve solumda, biçimsiz evlerin soğuk yüzlü duvarları, ayaklarımın altında ise ezilmenin verdiği utancı kaldıramamış, kaldırım taşları. Kimbilir kaç midesi bozuk kişinin kusmalarını kaldırmış, yada kaç ağzı bozuğun tükürmelerine muhatap kalmış. Yol kenarını hiç sormayın, bıkmış usanmış. Üzerine bırakılan tüm pislikleri, dayanamayıp tertemiz bir yağmura havale ederek, aşağı tarafta ki mazgala bırakmış... Duvarlar biraz eğilmiş, biraz yamulmuşlar. Köşeler incelmiş, kendilerini yer yer köşebentlere bırakmışlar. Yanlarına giderken sanki geri geri kaçıyorlar, abartmıyorum sanki 'püf' deseniz yıkılacaklar. Çok görmemek lazım, belki bir çok ayrılığın şahidi olmuşlar, belki de bir gece vakti yanlarına bırakılan bir bebekle beraber, sabaha kadar haykırmışlar... Buruşmuş yaprakların teminatını, gölgesi bozuk ağaçlar ödemiş. Hafifçe bedeninden ayırarak, topluca rüzgara emanet etmiş. Etrafta ne bir kedi var ned