Kayıtlar

Nisan, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

3 yıl sonra Dünya'yı vuracak kabus!

Bilim adamları 153 yıl önce hayatı felç eden güneş fırtınasının bir benzerinin Kuzey Amerika ve Avrupa'yı 2012 Eylül'ünde vuracağını tespit etti. 1859 yılının 1 Eylül'ünde güneşten gelen anormal manyetik enerji nedeniyle telgraf sistemleri tamamen çökmüştü. Ancak bu kez etki çok daha vahim olacak. Uzmanlara göre benzer bir enerjinin dünyayı vurması durumunda TV, radyo yayınları tamamen kesilecek, elektrik sistemi tamamen devre dışı kalacak, cep telefon şebekeleri çökecek, sular kesilecek, GPS sistemi çalışmayacak... Tüm bunların onarılması 20 yıl kadar sürecek bir yeniden inşa sürecini doğuracak. Bu süreçte 100 bin Avrupalı ve Amerikalı hayatını kaybedecek. Uzmanlara göre güneşten gelecek anormal enerji 1859 yılında gecenin saat 02:00'sinde gündüz gibi dünyanın aydınlanmasına sebep olmuştu. Hatta o dönemde yaşayan kişiler bu durumu, "O kadar aydınlıktı ki gece sokağa çıkıp gazete okumak bile mümkündü" diye tanımlıyor. Şimdi aynı şokun yaşanması durumunda elekt

Kırık Cam Teorisi

Yeni bir deste oyun kağıdı aldığınızda kağıtlar sıralıdır. İlk karmanızdan sonra kağıtların sırası bozulur. Peki sırası karışık bir desteyi alıp kardığınızda sıralı hale gelir mi? Muhtemelen hayır.. Üzerinde hiç kafa yordunuz mu bilmiyorum ama evren gerçekten düzensizliği seviyor ve özel bir çaba harcamazsak her sistemi düzensiz hale getirmek için elinden geleni yapıyor. Ludwig Boltzman'ın ortaya koyduğu termodinamik kanununa göre entropi herhangi bir sistemin evrenle birlikte düzensizliğe olan eğilimi demek. Peki entropiye karşı gelerek kurduğumuz sistemleri korumak için ne yapmalıyız? Amerika'da, şehir merkezindeki bazı binalar gayet iyi durumdayken bazılarının harabe durumunda olmasının gerekçesini bulmak için yapılan araştırmalar ilginç bir tetikleme mekanizmasını ortaya çıkarmış. Bir bina nasıl harabeye döner? Cevap: kırık bir cam ile. Uzun sayılabilecek bir süre boyunca kırık kalan bir cam belli bir süre sonra bina sakinlerinin bilinç altında umursamama etkisi yaratıyor.

Türkiye Çağrı Merkezi Pazarı Özet Raporu - 2008

2008 yılı itibariyle Türkiye'deki çağrı merkezi pazarının ekonomik büyüklüğünün 250 milyon dolar seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu doğrudan yaratılan ekonomik değere bu sektörde çalışanların yarattığı dolaylı ekonomik katkı da eklendiğinde toplam ekonomik büyüklüğün 375 milyon dolar seviyesine ulaştığı söylenebilir. Çağrı merkezi pazarı yaklaşık 35 bin kişiyi istihdam etmekte ve özellikle genç nüfusa iş olanağı sağlamaktadır. Büyük boy kullanıcı firmaların ve kimi dış kaynak servis sağlayıcı firmaların çağrı merkezi yatırımlarını Anadolu'ya doğru yaygınlaştırması, büyük şehirlerin dışındaki bölgelerde hem ekonomik faaliyetlerin tetiklenmesini hem de istihdamın artmasını beraberinde getirmektedir. Hem sağlıklı bir büyüme potansiyeline sahip olması hem de yarattığı ekonomik değer ve istihdam sebebiyle bu sektöre olan ilginin önümüzdeki dönemlerde artacağı beklenmektedir. Özellikle kamu kesiminin yakın zamanda hem kritik bir kullanıcı haline gelmesi, hem de sektörün geliş

Çağrı Merkezi Sorunları ve Yöneticileri

Çağrı merkezi uygulamasında sorunlar ağırlıklı olarak teknik ve yazılım olarak nitelendirilmekte, genelde insan faktörü dikkatten kaçmaktadır. Bir taraftan en gelişmiş yazılım ve donanıma para yatırılırken diğer taraftan insana yatırım pek yapılmamakta, geçici ve donanımlı olmayan bazı kişiler çalıştırılmakta ve kriz anında da ilk tasarruf ise insan kaynağında yapılmakta. ÇM Sorunlarının Bazıları Kullanılan ana ve destek programlarının, teknolojik imkanların yetersizliği, çalışana değer verilmemesi, takım, ekip ruhunun, deneyim transferinin olmaması, masraf merkezi olarak görülen birimin çalışanı olma baskısı, birimin sağladığı katma değeri görememe, her çağrıyı (inbound/outbound) başarı ile sonuçlandırma baskısı, başarıya sahip olamama hatta paylaşamama, arayanların rahatsız etmesi hatta tacizi, veri tabanına bilgi toplama zorunluluğu, stres, sürekli doğal olmayan nezaket sergileme zorunluluğu, monotonluk /sıkıcılık, düşük ücret (kadınlarda daha da düşük), maaştan başka ödemelerin olm

Buyuk Insan

Resim
DOWNLOAD

Newman “Yaratıcı Sıçramalar” kitabından izlenimler.

Bir metin ormanı bu. “Sembol, sembol, her yerde semboller var, manzarayı kapatıyorlar, aklımı çiziyorlar”. Günde 24 saat, haftada yedi gün karmaşa var. Dünya servetinin üçte birinden fazlasının-markalar halinde- insanların akıllarında bulunduğunu biliyor muydunuz?! Şirketlerin geleneksel işletme değeri, milyonlarca müşterilerinin algılamalarına göre cüzi kalıyor. (örneğin; Ford, jaguar markasını satın aldığında tahmini fiziksel varlıkları toplam değerinin sadece %16 sı idi). Reklamcılıkla ilgili belki de en çok alıntılanan ama en az gözlemlenen gerçek, günbegün herbirimizin 1600 ila 3000 arası reklam ve ticari mesajajın talihsiz hedefi oluşumuzdur. Dünyadaki basılı bilgi miktarının her dört yılda bir katlandığı, yakında bunun iki yıla düşeceği belirtiliyor. Bize vadedilen kağıtsız topluma ne oldu? Araştırmacılara göre e-postanın kendisi, kağıt tüketimini yaklışık %40 arttırdı. Google dünyada en sevilen medya şirketi, beş yıl önce yoktular ama bugün yılda elli milyar talebi işleme alıy

İlişkilerde İklim Yapaylığı...

Kadın erkek ilişkileri beklentilerin üzerine kurulu olmanın kurbanı olma yolunda gidiyor. İki farklı dünya, iki farklı yürek ve farklı coğrafyalardan gelip, yola çıkanların aralarındaki beklenti sınırlarını kaldırmalıdırlar. Çünkü coğrafyalarda iklimler farklı yaşanır.ve kendine özgü örtüsü vardır. Bu örtü her zaman başka örtüleri kuşatmayı amaçlar. Kendine benzetme, kendi istediği gibi olmaya zorlama, kendinden taviz vermeden kendini kabullendirme uğraşı verir. Kadın sessizce, erkek doğrudan saltanat peşinden koşar. Tahtı ortak paylaşmak iki tarafın akılına gelmez. Coğrafi iklimlerin uyumu da böyle sürekli bozulur. İlişkileri bekleyen en tehlikeli şey beklentilerdir. Beklentiler ilişkilerdeki saygıyı, hoşgörüyü ve erdemi öldürür. Ayrıca, beklenti tek taraflı bir sözcüktür. Kadının ya da erkeğin istediğini yaptırma isteğinin yüzeye çıkmasıdır. Beklenti, menfaat renginin koyulaşmasıdır. Beklenti, karşı tarafı önemsememedir. Beklenti, tek tarafın kendini merkeze almasıdır. Beklenti, payl

Kriz yılının (2009) 10 trendi...

İşte yeni trendler.. Çekirdek, kuruyemiş ve çay satışları patladı, lüks restoranların ciroları geriledi. Evler giderek en popüler eğlence mekanı haline geliyor. Vatan’dan Özlem Ermiş Beyhan’ın haberine göre, “Çok zor geçecek” denilen 2009 yılında kimin neye neden para harcadığına dair çok önemli ipuçları içeren bir araştırma yaptı. İşte bu araştırmaya göre bu yıl satış yapmak isteyenlerin bilmesi gereken 10 trend. Global krizin ne zaman biteceği tartışılıyor ancak üzerinde anlaşılan bir şey var: “Bu yıl çok zor geçecek”. Artık sorun fiyat değil o fiyata değip değmeyeceği - Resesyon döneminde tüketici için her bir kuruşun önemi var. Onun için ne kadar ucuz olursa olsun ürünün o bedele değmesi önemli olacak. RESESYONA UYGUN YAŞAM TARZI Global kriz insanların yaşam tarzında önemli değişikliklere neden oldu. Harcamalar kısıldı, alışverişe daha az gidilir oldu. Bazıları artık çok değil kaliteli ama az alıyor, bazıları ise kendi kaynaklarına yöneliyor. - Gıdada kuponla indirim, özel indiriml