İstasyonun bir köşesinde Haydarpaşa yazıyordu
İstasyonun bir köşesinde Haydarpaşa yazıyordu. Herhalde bu istasyonun müdürünün adı dedi... Sofrada zeytin ekmek, bir baş soğan, tuz poşeti üstten parmakla açılmış, birazı etrafa saçılmıştı. Yavan somun ekmeğin sert kenarını çeke çeke yiyordu. On kardeş bir sofrada yerler, kalanı ise anneleri yerdi. Babası kahveden çıkmaz; daha dün inşaatlarda işler durdu diye kapı dışarı edilmişti. En küçükleri Yusuf`un gözünde çıkan sivilce patlamış, akan cerahattan gözü kapanmıştı. Yeşil kart çıkartmaya gitmiş ağabeyi onu da becerememiş, gelirken kamyondan yoksullara paket dağıtanlara rast gelmiş kapmıştı bir paket, ancak kalabalığın içerisinde ayağına da çivi batmıştı. Bulduğu bir bez parçasıyla sarsa da acısından kıvranmıştı bir müddet. Bu akşam çok soğuk dedi annesi. Yere serilen pamuk yatağın içerisinde üçü, beşi sokulup yattılar. Yakacak odun kömür dağıtımı vardı ertesi günü, annesi ismini yazdırmıştı, sıra gelirse alacaktı. Şimdilik idare edin yarına Allah kerim dedi burnunu çeke çeke. Gece ge