Çok Yoğunlara Can Dündar’dan Yorumlar
“İşlerim çok. Başka hiçbir şeye bakamıyorum.” Bu lafı bir kişiden daha duyarsam, büyük ihtimalle katil olacağım. Mailime iki satır bile cevap yazmayanlar ‘çok yoğun’; bir şey anlatmak için söz verip haftalarca sesi çıkmayanlar ‘çok yoğun’; benden başka herkes ama herkes çok yoğun. ‘Aaa tabii; onun için konuşmak kolay. Evde oturup yazıyor sadece. Çalışmaktan haberi yok.’ İstesem ben de ‘çok yoğun’ olabilirim. ‘Bugün şunu yetiştirmem lazım; yarın şuraya gidip yazı konusu bulmam lazım, birkaç ay içinde romanımı bitirme planım var, sarkmaması lazım, o lazım, bu lazım…’ Hayatı boşvermek istedikten sonra ‘yoğun’ olmaktan kolay mazeret yok ki. Hatta sadece yemek pişirip, alışverişe çıkıp, dizi izleyip yaşayarak da ‘yoğun’ olabilirsiniz. ‘Sinemaya gidemem ki, bugün temizlik yapacağım.’ E yapma. ‘Ay seni arayacaktım, hep aklımdasın ama işlerden başımı kaldıramıyorum ki…’ Kâinatın en saçma ve zekâ özürlü mazereti. Yani ‘kafama uçan daire düştü, hastanedeydim’ deseniz daha inandırıcı olur. No